BAZ İSTASYONU

• 27.09.2022

BAZ İSTASYONU

 Baz istasyonu, iki yönlü çalışarak mobil ağ sistemi kuran ve iletişim sağlayan sistemlerden biri olarak tanımlanabilir. Baz istasyonları, hem sinyal alıp hem sinyal vererek iki yönlü çalışma gerçekleştirmektedir.Akıllı telefonların, tabletlerin kullanımının her geçen gün artması ve her an iletişimde olma isteği baz istasyonlarının önemini göstermektedir ve iletişimin daha sağlıklı bir şekilde sağlanması adına bu yapı her geçen gün geliştirilmektedir. Telekomünikasyon şirketleri mobil ağ sistemlerini baz istasyonları aracalığı ile geliştirmektedir.

 Baz İstasyonu Nasıl Çalışır

Baz istasyonları, radyo istasyonu ile aynı sistemde çalışmaktadır. Baz istasyonları, kendi şebekesinin frekanslarını kapsama alanı dâhilinde yaymaya devam etmektedir. Bu alan içerisinde kalan mobil hatlı cihazlar bu sinyalleri alırlar. Sim kartımız, kapasama alanı içerisinde bulunduğunda baz istasyonundan sinyalleri alır ve hem operatör hemde internet ağ bağlantısı sağlanır. Aradığımız zaman santral önce hangi frekansta olduğumuzu sorgular ve hangi baz istasyonunda olduğumuzu sorgular sonrasında bize ulaşır. Önce telefonun çalması için bir DTMF gönderilir sonrasında telefonu açtığımızda santrale açtığımıza dair DTMF tonu gider böylede iki cihazın amfisi açılır. Konuşma bu şekilde sağlanır.

 Cep telefonları uydudan sinyal almazlar. Baz istasyonları birbiri ile iletişim halindedirler. Baz istasyonları, iki anten ve bir çanaktan oluşmaktadırlar. Çekim gücünün artması için yüksek binaların tepelerine kurulurlar.Baz istasyonlarına bağlanan cihazlara sınırlama getirildiği için sınırını sayıda cihaz bu istasyonlara bağlanabilmektedir. Bu sayı sınırın üzerine çıktığı zaman bağlantı zayıflamaktadır. Telekomünikasyon şirketleri bu duruma önlem olarak bölgenin bazı alanlarına yeni baz istasyonları kurmaktadır. Ek olarak yapılan baz istasyonları daha küçük ve güçsüzdür. Bu önlem sağlık açısından tüm dünyada alınmaktadır.

Baz İstasyonu Çeşitleri Nelerdir

Kuruluş düzenleri bir bal peteğini andırır. Dağılımları sıktır. Yayın sığaları genellikle düşüktür. Yaydığı elektromanyetik dalgaların bulunduğu yerin altına yaymaması için koruyucularla birlikte yaymaktadır. Ancak bu durum kırsal arazilerde değişim göstermektedir. Bunun sebebi maliyet ve nüfus oranıdır.Genelde üç farklı baz istasyonu kullanılır; Makroseller, Mikroseller, Pikoseller.

Mikroseller, Ana merkezi takviye etmek için kullanılırlar. Konuşmaların yoğun olduğu bölgeleri hedef alırlar. Hitap ettikleri alanlar, cep telefonlarının kullanımın yoğun olduğu alış veriş merkezlerine, okullara v.b. yakın yerlerdir. Nüfusun oldukça düşük olduğu yerlerdede kullanılan bu istasyonun verdiği enerji nispeten daha azdır.

Makroseller, çok güçlü sinyaller yaymaktadır. Bu sebeple insanların yaşam alanlarından oldukça uzak bölgelere kurulmuşlardır. Merkezi baz istasyon sisteminin ana çekirdeğini oluşturmaktadır. Kapsadıkları mesafe 35 km’yi bulmaktadır.

Pikoseller, nüfusun çok olduğu yerlerde, dar sokaklarda sinyal gücü çok düşük baz istasyonlarıdır.

Baz İstasyonları Zararlı Mıdır?

 Baz istasyonlarının zararları ilk olarak 2003 yılında, Aycell olarak bilinen firmanın Yargıtay binasına baz istasyonu kurmasından sonra buraya en en yakın iki odadaki yargıtayın ilik kanseri olmasıyla tartışılmaya başlanmıştır. Baz istasyonlarının elektromanyetik dalgalar yaydığına dair bazı görüşler vardır. Bu dalgalar EMD kirliliği olarak bilinmektedir. Mikrodalgalar üç şekilde kansere sebep olabilir: Mikrodalgaların kendisinin kanser oluşturması, kanser yapıcı maddelerin hücreye girişini kolaylaştırması veya mevcut kanserli ortamın yaygınlaşmasını hızlandırmasıdır. Mikrodalga, DNA’yı onararak kanseri engelleyen melatoninin azalmasına ve dolayısıyla lenf bezi kanseri, ben kanseri, erbezi tümörü, çocukluk kanseri gibi kanser çeşitlerinin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Mikrodalgaların kan içerisindeki anti-oksidanları azalttığı da tespit edilmiştir. Bu durum serbest radikallerin miktarını arttırmakta ve genel kanser riskini arttırmaktadır.EMD kirliliği araştırmaları sonucu bu kirliliğin insan kalbi ve DNA üzerinde olumsuz etkilere yol açtığı teorilerine yer verilmiştir fakat bu konuda başka bir görüş ise cep telefonları ve baz istasyonları arasında sitem mantısı gereği ısı ve ışın yaymadığıdır. Böylece mikrodalga etkisi olmadığı söylenmektedir. Bu konuda kesin bir yargıya henüz yoktur.

Baz İstasyonları İle İlgili Uluslararası Görüşler

• Dünya Sağlık Örgütü 2000 yılında, cep telefonları ve baz istasyonları ile ilgili temel veriler belgesi yayınlamıştır. Bu belgelerde “Alınacak Önlemler” kısmında cep telefonlarının mevcut delillere göre zararının olmadığını fakat önlem açısından bu durumdan endişe duyan insanların, telefon ile görüşme sürelerini kısaltarak veya uzaktan konuşma yaparak olası zararlardan korunabileceklerini açıklamıştır.
• Dünya Sağlık Örgütü 2006 yılında baz istasyonları ve kablosuz teknolojiler ile ilgili temel veriler belgesi yayınlamıştır. Bu belge de baz istasyonları çevresinde kanser oluşumunun, uyku ve kardiyovasküler problemlerin ortaya çıkmasına yönelik bilimsel delilleri özetlemektedir. Bu konu hakkında yayınlanan belgede, “ son derece düşük yayılım seviyeleri ve bu güne kadar toplanan araştırma sonuçları göz önünde bulundurulduğunda, baz istasyonları ve kablosuz şebekelerin yaydığı zayıf RF sinyallerinin olumsuz sağlık etkilerine yol açtığı yönünde ikna edici hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır” yazısı bulunmaktadır.
• Bağımsız uzmanlar tarafından yapılan araştırmalara göre Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu ( ICNIRP) tarafından belirlenen limitlerin altında kalan seviyelerde radyo frekansına maruz kalmanın sağlık yönünden olumsuz bir etkiye yol açmadığı açıklanmıştır.
• Frekans spektrumun çok çeşitli kısımlarına maruz kalmanın sağlık üzerindeki etkileri konusunda bir araştırma yapılmıştır. Bu güne kadar yapılan kapsamlı araştırmalar neticesinde ICNIRP EMF (Elektro Manyetik Alan) talimatlarında tavsiye edilen limitlerin altında kalınması halinde sağlık alanında bilinen olumsuz bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Fakat hala bu araştırmalar devam etmekte ve dünyada bunun için önlemler alınmaktadır.